Paralel Evrenler Hakkında Düşünmek

           

Paralel Evrenden Ne Anlıyorum


Tüm canlılar aslında sadece kendi evrenlerin de yaşarlar. Yani evrende bizden başka yaşam formları da olduğunu kabul ederek evrende yaşayan canlı türlerinde artırmış oluruz. Bundan yararlanarak bilinçli yada bilinçsiz sayısını tahmin edemeyeceğim kadar çok yaşam bulunmaktadır. Bundan kastım. Başta söylediğim gibi her birey yada yaşam buna ağaçlar, otlar, balıklar, amipler, adını bilmediğimiz uzaylı yaratıklar hepsini ayrı ayrı evrenler olarak kabul edebiliriz. Tüm bu evrenler yaşamları boyunca birçok kez birbirleri ile keşişe bilirler. 
Yanlız bahsettiğim evrenler Parelel evrenler konusunda düşündüğüm parelel evrenler değiller. Bu evrenler birbirlerini etkileyebilirler ama yinede paralel değillerdir.
Burada parelel olan bir yaşama ait olan yaşam süresinde hesap edilen yada idrak edilebilen an'ın zamanın kesiti olması bu zaman kesitlerinin de yaşamın ilerlemesi ile değişen anların bir evren oluşturmasıdır. 
Daha anlaşılır olmaya çalışırsam. Dün geçmiştir. Hatta her geçen saniye geçmişte kalır. Canlılar özellikle bilinç geliştirmiş canlılar anı yaşar. Bu an hesap edilen en kısa zaman birimidir.
Gelecek bizim için daha yaşanmadığı için yoktur. Buda bize sonsuza yakın bir parelel evrenler yalpazesi sunar. Yaşayan canlı yada insan için konuşalım anı yaşarken her an bilinçli yada bilinçsiz tercihler yapar. Bu tercihler olası parelel evrenler de ilerleyerek bizi yaşam çizgimizin sonuna ulaştırır. Canlı bu evrenler yelpazesinde yoldan yola atlayarak ilerler ama sadece anı yaşadığı için düz bir çizgide ilerlediğini sanır. 
Şimdi şu an geçmiş yaşantımızı düşündüğümüzde yaptığımız tercihlerin pek çoğundan memnun olmadığımızı ve elimizde fırsat olsa başka bir tercihten devam edeceğimizi dile getirmeyi çok severiz. Zaman yolculuğu fikrinde bundan ivme alarak genelde geçmişe gitme isteği ile insanının içinde nesilden nesile akar durur. Ama geçmiş artık zihnimizde bulanık bir anıdan başka bir şey değildir ve geçmişi cisimleştiremeyiz. Atomları bir daha aynı koşularda aynı koordinatlarda bulunmaya zorlayamayız. Işık hızını aştığımızda zamanın geri saracağı teorisi bence fanteziden ibaret. Işık hızına ulaşmamız şu an için imkan dahilinde değil. Ulaştığımızda elde edeceğimiz verileri değerlendirecek fırsatımız olacağını sanmıyorum. 
Bu konudaki etkileşimli mevzuları ikinci bölümde yazmayı planlıyorum. İş ev ve yazı arasındaki dengeyi şimdilik sağlayamadığı mı belirtmek isterim. Bu konuda affınıza sığınıyorum. İyi okumalar dilerim.

Yorumlar